29 Aralık 2015 Salı
8 Aralık 2015 Salı
5 Aralık 2015 Cumartesi
3 Aralık 2015 Perşembe
2 Aralık 2015 Çarşamba
13 Ekim 2015 Salı
2 Ekim 2015 Cuma
KİTAPLAR
(ABD)de kitap okuma oranı %21,Ülkemizde ise,1
Ülkemizde (1 milyon) kütüpane abonesi,(71 Milyon "GSM") abonesi var.
UNESCO,Ülkemizi kitap okuma oranı acısından Dünya ülkeleri arasında (86.sıra)da oldugunu yayınlamıştır.Yani,(Fildişi,Gambiya,Afrika) gibi geri kalmış ülkeler arasında kalmışız!
(ABD)de ayda kitaba ayrılan para 213 tl.iken,ülkemizde yılda sadece,6.5 tl. ayırabiliyormuşuz! "Kutsal kitabı Kuran-ı Kerim" olan ve ilk emri 'OKU' olan toplumun ne yazıkki,okuma oranı içler acısı!!! Ne diyelim darısı bizlerin başına.
(ABD)de kitap okuma oranı %21,Ülkemizde ise,1
Ülkemizde (1 milyon) kütüpane abonesi,(71 Milyon "GSM") abonesi var.
UNESCO,Ülkemizi kitap okuma oranı acısından Dünya ülkeleri arasında (86.sıra)da oldugunu yayınlamıştır.Yani,(Fildişi,Gambiya,Afrika) gibi geri kalmış ülkeler arasında kalmışız!
(ABD)de ayda kitaba ayrılan para 213 tl.iken,ülkemizde yılda sadece,6.5 tl. ayırabiliyormuşuz! "Kutsal kitabı Kuran-ı Kerim" olan ve ilk emri 'OKU' olan toplumun ne yazıkki,okuma oranı içler acısı!!! Ne diyelim darısı bizlerin başına.

BİRAZ GÜLELİM
Evin Genc delikanlısı, (Dersler,İnternet,çep telefonu ) gibi asrın teknolojisine o kadar kendisini kaptırmışki aynı ev içerisinde aile fertleri ile irtibatı tamamen kesildigi günlerden bir gün evde elektrikler (2 saat ) kadar kesilmiş,haliyle (baba,anne ve çocuklar) hep bir arada yemek yiyip sohbet etmişler.Delikanlı birden aklına annesi babası ve kardeşleri geliyor ve kendi kendine diyorki "Vallahi ev halkı çok iyi insanlarlarmış,ama ben yeni farkına vardım!"
29 Eylül 2015 Salı

Bir yaz mevsimine daha veda etmek üzereyiz.Hafif hafif esen rüzgarla havada dönerek yere düşmeye çalışan sararmış çınar yaprakları,cadde de mechule dogru sürüklenmektedir.Şimdi sizlere soruyorum "agaçtan kopmuş ancak yere düşmemiş,boşlukta yavaş yavaş süzülen bu yaprak nereye aittir? Böyle acaip mantıksız sorular nereden aklına geliyor diye düşünebilirsiniz.Ne demiştik,Sonbahar ne yapayım hüzünleniyor insan. Mutlu olamaz,son'dur bitiştir.Aslında bu mevsimi yargılamak yerine izleme,detaylarını düşünmek insanın ruh halini olumlu yönde etkiledigi bilimsel olarak kanıtlanmıştır.Misal olarak;(kestasne kavurmak,boza ve salep içmek geceleri daha çok uyumak) gibi.Beykoz çayırındaki çamlardaki bülbüller çınaragaçlarındaki papaganlar da sustu, yalnız sesi cıkan iri gövdeli kargalarla minik serceler kaldı.Ben yine çınarların altında ellerim cebimde hafif ıslık çalarak en çok sevdigfim şarkı "Bogaziçinde bir garip Orhanveli" şarkısını dinleyerek yürüyorum.Yine o' sevimsiz karga,çınar agacının dalına konmuş agzında kocaman bir çeviz ben geçtikten sonra çevizi asvalta atarak kırıp içinmi afiyetle yiyecek,Ancak beni hiç hesaba katmıyor!Ben kargaları kalabalık gezdikleri için degil,çok akıllı oldukları için seviyorum.Kartalları ise, tek gezdikleri için!Yakında yine o iri gövdeli beyaz martılar çiftleşmek için beykoz çayırına gelecekler.Kartpostalları aratmayacak manzaralar yaratarak kar yagışının gelmesini bekleyecekler.Sonmbahar yaşlılar için biraz agır ghecmektedir.Çünkü bu mevsimde daha hassas ve kırılgan oluyorlar. Günlerin kısalmasıyla birlikte aktivitelerinin azalması,pasif yaşam ruhsal çöküntüye neden oldugu bilinmektedir.Umudun ve vedanın bir arada yaşandıgı tek mevsimdir sonbahar!Asaf'ın dedigi gibi "herşeyi süpürebilirsin,sonbaharı süpüremezsin!" Saygılarımla.
24 Ağustos 2015 Pazartesi
1897 dogumlu,(14 yaşında) çayırda seçmelerde semtin futbol takımına seçildi,daha sonra Beykoz,Altınordu ve Milli takımda topkoşturmuş olup, kafasında (163) kez top sektirerek dikkatleri üzerine cekmiştir.1965 yılında vefat etmiş, halan G.Yunus mezarlıgında yatmaktadır.Rahmetli, Beykoz spor kulübünün bugünkü halini görüyorsa kemikleri sızlıyordur.Ruhu Şad olsun.
Beykoz spor kulübünün
sembolü İbrahim KELLE
ve futbolcu Aydın SÜMER.
sene (1961)
19 Ağustos 2015 Çarşamba
28 Temmuz 2015 Salı
YUŞA HZ.
İslam Alimlerine göre (Kur'an-ı Kerim'in 'Maide 23 ve Keyf suresi 60) ayetlerinde "Zımmen" Yuşa Hz. bahsedilmektedir.Dogum yeri KUDÜS'TÜR. Musa Aleyhselamın yardımcısı oldugu bilgisi yer almaktadır.Beykozun Yuşa tepesi (Dev Dağ) olarak bilinen mevkiinde ( 17 metre uzunlugunda, 4 metre genişliginde) türbe mezarlıgında yattıgı söylenmektedir.Mezarın bu kadar büyük olmasının nedeni, yerinin tam olarak tesbit edilemediginden biraz geniş ve uzun tutuldugu bilinmektedir.Yuşa Hz. Kabrinin denize bakan kısmında,(Şeyh Ahmet efendi ve Şeyh Kadir efendinin Rufai ) tarikatının bulundugu yazılmaktadır.Türbe bir defa yangın geçişrmiş olup zamanın Padişahı Abdülaziz tarafından onartılmıştır.Benim çocuklugumda, Yuşa Hz. askeri alan içerisinde oldugundan,Tepeye çıkmadan şimdiki (üç yol ) agzında kulübede tüfekli bahriye askeri nöbet tutardı.Kimlikler alınır,eldeki eşyalar usülen arandıktan sonra,keçi yolu tabir edilen patikadan tırmanarak tepeye çıkılırdı.
Şimdi sizlere gercekten yaşanmış ve bu şahsın kedisinin hayatta oldugu, benimde yakınım oldugunu söyleyerek söze başlıyayaım.Tarihten (30 yıl) kadar önce, Yuşa hz. Çümle giriş kapısı önünde derme çatma ahşap baraka dükkanlarda ziyaretcilere öteberi satılmaktaydı.Yine bir gün (13-14) yaşındaki bu kardeşimize babası (hırsızlık) oluyor, bak koca adam oldun artık bu gece sen nöbetçi kalacaksın diyerek bu genci yalnız başına bırakmış gitmiş.Gecenin ilerliyen saatlerinde bu genc adam "MUM" ışıgında korkarak beklemeye başlamış.Tahmini "003" sularında,Yuşa Hz.Cümle giriş kapısında "Beyaz gelinlik içerisinde yüzü duvaklı" bir karartının durdugunu fark ediyor.Çok korktugundan babasının Sigarasından bir adet yakıyor ve kendisini toparladıktan sonra o istkamete dogru korkarak yürüyor.Yaklaştıkça beyaz karaltı netleşmeye ve bunun bir duvaklı gelin oldugunu anlıyor.Korkudan seslenerek "sen kimsin ne arıyorsun burada?" diyerek seslenmiş,gelin "hiççç" diyerek cevap vermiş.Genc bu soğukta burada üşürsün gel kulübeye gidelim demiş,gelin hiç bir şey söylemeden birlikte kulübeye gelmişler.Genc "karnın aç mı?" diye sormuş o da sadece "hımmm" diyerek çevap vermiş genc cocuk ona tüp üzerinde çay demlemiş peynir zeytin çıkartmış mum ışıgında birlikte kahvaltı yapmışlar.Bu arda hiç bir konuşma geçmemiş.genc cocuk yalnız arasıra gelinin yüzüne bakıyor duvagın arasından yüzünü görüyor, içinden "aman Allahım bu ne güzellik diyerek iç çekiyormuş".gencin adeta dili tutulmuş.Gelin bu ara ayaga kalkarak gitmek istamiş,genc bu saatte nereye gideceksin otur demiş gelin kalkıp kapıya yönelmiş genc de madem gitmek istiyorsun gel seni Caminin (kadınlar Mahfiline) götüreyim orada yatar sabah gidersin demiş. Birlikte kadınlar Mahfiline gitmişler genc,gelini mahfilin içerisine bırakarak kapıyı çekmiş ve barakasına geri dönmüş.Sabaha kadar Yuşa hz. giriş kapsını gözetlemiş.sabah gün aydınlanınca merak edip geline bakmak için kadınlar mahfiline gitmiş, kapıyı açarak içeriye baktıgında hiç kimsenin olmadıgını görmüş.Bütün bu olanlara bir anlam verememiş fakat çok korkmuş.Sabah namazına gelen cami hocasının önüne çıkarak başından geneleri anlatmış.Hoca "Geline el sürdün mü?" demiş yok hocam demiş genc.aferin, ona şayet el sürseydin seni kaybedebilirdik diyerek genci okuyup üflemiş. Korkma! kötü bir şey yok bu olayı unut gitsin demiş.Genc şu anda (44 yaşında) halan anlatırken oylayın etkisi altında kalıyor ve dili tutularak anlatıyor, olanlara bir türlü anlam veremiyor!!!
25 Temmuz 2015 Cumartesi
" BEYKOZ DERİ VE KUNDURA FABRİKASI"
Beykoz'a hayat veren, önem taşıyan damarlardan bir tanesi olan (1812) yılında, (182 dönüm)alana (Tabakane-i amire,teczizat-i Askeriye) olarak kurulmuştur.Son olarak,(Sümerbank deri ve kundura müessesesi) olarak 1999 yılından üretimine son vermiştir. 2005 yılında,"Yıldırm Dış. Tic.Aş)ye 29 milyon 750 bin dolara,Peşin verilmesi halinde %10 indirim şartıyla satılmıştır.Faal oldugu yıllarda,3000' den fazla işciyi bünyesinde barındırmaktaydı.Yani ortalama bir aile 4 kişiden ibaret oldugunu varsayalım,(3000x4=12.000) kişi hayatını idame ettirmekteydi.Beykoz'da diger Cam ve Tekel fabrikalarının kapatılmasıyla,ÜRETEN beykoz yerine, sadece Tüketen beykoz kalmıştır.Çünkü altarnatif istihdam alanları düşünülmemiştir.Satışın üzerinden (10 yıl) geçmesine ragmen atıl vaziyette (Sosyal, Ekonomik,kültürel ) olarak Beykoz'a hiç bir şey vermemiştir.Bizler Beykozlu olarak "YILDIRM AŞ'NİN HAVADA HELİKOPTERİNİ GÖRÜR,SADECE 'SES' KİRLİLİGİNDEN YARARLANIRIZ!!!!
18 Temmuz 2015 Cumartesi
10 Temmuz 2015 Cuma
1 Temmuz 2015 Çarşamba
26 Haziran 2015 Cuma
19 Haziran 2015 Cuma
BEYKOZ İLÇESİNE GELDİNİZ NE YAPACAKSINIZ?
1- İlk önce,Beykoz meydanında bulunan (500 yıllık)eşi benzeri olmayan tarihi "onçeşmelerden" suyunuzu içip,elinizi yüzünüzü yıkayıp bir rahatlayın.
2-Beykoz'da bulunan lokantaların birinden meşhur Beykoz PACASINI içiniz.
3-Beykoz sahilinde,Bakılk ekmek satan esnaftan çok leziz ızgara "balık ekmek" yiyiniz.
4-Karlıtepeye çıkıp, bogazın o eşsiz manzarasını doyasıya seyrediniz.
5-Tarihi Beykoz çayırına mutlaka ugrayıp,(ayakkabılarınızı ve çoraplarınızı) elinize alıp yeşil çimenlerin üzerinde yürüyerek tüm (negatif) enerjinizi topraga veriniz.
6-Yüşa Hz.ziyaret ederek,"manevi" hazzı doyasıya tadınız.
7-A.Kavagı "YOROS" kalesine çıkarak,İstanbul bogazının bittip,Karadenizin başladıgı o eşsiz manzarayı mutlaka seyrediniz.
17 Haziran 2015 Çarşamba
Sn.Beykozlular, Yukarıda görmüş oldugunuz (1000 kg.) agırlıgındaki üzerinde (4 adet harf işareti) bulunan Tarihi taş, 2010 yılında A.dolu kavagında bulunan "YOROS KALESİNDEN" çalınmış olup Polisin yogun istihbari çalışmaları neticesinde,Tokat köyünde bir şahsın (inek ahırınında) (9 ay) sonra bulunarak müzeye teslim edilmitir.
11 Haziran 2015 Perşembe
BEYKOZ PARKI BAL ARISI AVI
Beykoz parkından gecerken bir de baktım ki vatandaş merdiven ile elinde karton kutu, üzerinde koruma elbisesi agaca tırmanıyor, kolay gelsin dedim sordum hayırdır? hayır hayır bal arıları (ogul) vermiş, onları kutuya alıp götürüp kovana koyacagım dedi.O zaman anladım ki Beykoz parkında bal arısı avı başlamış,bu şekilde ekonomiye katkıda bulunacak! bravooo diyorum.
YALIKÖY'DE TARİH KOKAN EVLER
Beykoz Yalıköy Mahallesindeki Tarih kokan evler kaderlerine terk edilerek
hazin sonlarını bekliyorlar.Bir zamanlar Beylerin, Paşaların ikamet ettigi bu
ahşap evler,kısa zaman sonra bakımsızlıktan çürüyerek kaybolacak.Bizden
sonraki nesiller sadece resimlerine bakarak bizlere sitem edecekler!
Beykoz Yalıköy Mahallesindeki Tarih kokan evler kaderlerine terk edilerek
hazin sonlarını bekliyorlar.Bir zamanlar Beylerin, Paşaların ikamet ettigi bu
ahşap evler,kısa zaman sonra bakımsızlıktan çürüyerek kaybolacak.Bizden
sonraki nesiller sadece resimlerine bakarak bizlere sitem edecekler!
10 Haziran 2015 Çarşamba
EKMEK İSRAFI
Türkiye'de bir yılda,(1.5 milyar Tl.) degerinde (2.1 milyar )adet "EKMEK" çöpe atılıyor!bu parayla,(80 hastane,500 okul)inşa edilebiliyor.Dünya yılda (6 milyon çocuk) açlıktan ölürken,ülkemizde günde (6 milyon) "EKMEK" çöpe atılıyor! Sadece İSTANBUL'DA GÜNDE ÇÖPE ATILAN EKMEK ADEDİ (3.75 milyon) bunlar korkunç rakamlar degil mi? Bundan sonra,bizler her gün sadece "TÜKETECEGİMİZ KADAR EKMEK ALMAYA ÖZEN GÖSTERELİM!" saygılarımla.
9 Mayıs 2015 Cumartesi
(ERGUVANLAR)
Beykozumuzun simgesi haline gelmiş (Paşabahçe Mahallesindeki) sokaga ismi verilmiş,pembe renkli baharın müjdecisi Romalılardan Osmanlılara oradan da günümüze kadar gelmiş, "ERGUVAN" agaçlarını Mayıs ayı başında (Burunbahçe) semtinde çamların arasında bakmaya doyamayacagınız o muhteşem tabiat harikasını seyretmenizi tavsiye ederim.
Saygı deger Beykozlular,Hergün yanından onlarca defa geçtigimiz Beykoz Meydanında,(Kelle İbrahim Cad.) üzerindeki (Çamaltı Cafe'ye) çıkarken sol tarafata set üzerinde (RUFAİ) tarikatına ait Mezarlar bulunmaktadır.Burada,Tarikat lideri (Hacı Mehmet Emin efendi ve müritleri yatmaktadır.) Lütfen! gecerken onlara da bir (FATİHA) gönderiniz, mezarlıga çıkıp ziyaret ediniz.
30 Mart 2015 Pazartesi
Saygı Deger Beykozlular, Beykoz ilçesi Serviburnu Cad,Eski İşci evleri Osman Hamdi Bey Sokakta bulunan (Kurtuluş Savaşı) "ŞEHİT" düştüğü bilinen üç askerimizin mezarlarını görmektesiniz.Mezar alçak duvarla etrafı çevrilmiş, koruma altına alınmış, Mezar taşlarının üzerindeki (Osmanlıca) yazılar maalesef "Meteorlojik"olaylar karşısında direnemeyip silinmitir.Üç Vatan evladımızın (adı sanı,memleketi yaşı ) gibi bilgiler bilinmemektedir.Şimdi onlar bizlerden nacizane bir "FATİHA" beklemektdir!Ruhları Şad olsun
10 Ocak 2015 Cumartesi
BİZLERDE EKSİK OLAN NEDİR ?
"Naçizane" (Din) konusunda fikirlerimi belirtmek istiyorum. Dünya üzerinde (206) ülke var.Bunların (63'ü) Müslüman ülke,ancak (57si) sosyal ve ekonomik olarak gelişememiş geri kalmış ülkeler arasında. Müslüman olarak Allah'ın izniyle hiç bir eksigimiz yok,hatta fazlamız var.(48) az gelişmiş ülkeden (22'si) "İKÖ" üyesi oldugu istatistiki bilgilerden anlaşılmaktadır.MÜLÜMAN TOPLUMLAR NEDEN BU ŞEKİLDE GERİ KALMIŞLAR? Bence, Bizim Ülkemizden başlarsak eksik olan tarafımız "AHLAKİ" oldugunu düşünüyorum.Toplum içerisindeki tutum ve davranış biçimlerimizde birçok aksaklıklar göze çarpmaktadır.İlk önce "DOGRULUK VE DÜRÜSTLÜK" Müslüman'ın ilk uyması gereken kriterlerden birtanesidir.Herkes elini vicdanına koyup düşünmeli ben nekadar "DORU VE DÜRÜSTÜM" o zaman bizlerde Avrupa veya Amerika gibi Gelişmiş ülkeler arasında yerimizi alacagımıza inanmaktayım.Nereden Başlamalıyız? İlk önce okullardan Noramal dersler gibi Ögretmeni ayrı olmalı,o dersten notu kırık olan bir üst sınıfa geçmemeli.Haftada en az (3 ders) "AHLAK" dersi ögretilmeli.Yani, agaç yaşken egilmeli. Hayyamın dizeleriyle bitiriyorum."Bir elinde kadeh,bir elinde Kur'an,ne Müslüman olabildim nede Hıristiyan!" Yorumlarınızı beklerim.Sürç-i lisan ettiysem affola.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)