28 Temmuz 2015 Salı
YUŞA HZ.
İslam Alimlerine göre (Kur'an-ı Kerim'in 'Maide 23 ve Keyf suresi 60) ayetlerinde "Zımmen" Yuşa Hz. bahsedilmektedir.Dogum yeri KUDÜS'TÜR. Musa Aleyhselamın yardımcısı oldugu bilgisi yer almaktadır.Beykozun Yuşa tepesi (Dev Dağ) olarak bilinen mevkiinde ( 17 metre uzunlugunda, 4 metre genişliginde) türbe mezarlıgında yattıgı söylenmektedir.Mezarın bu kadar büyük olmasının nedeni, yerinin tam olarak tesbit edilemediginden biraz geniş ve uzun tutuldugu bilinmektedir.Yuşa Hz. Kabrinin denize bakan kısmında,(Şeyh Ahmet efendi ve Şeyh Kadir efendinin Rufai ) tarikatının bulundugu yazılmaktadır.Türbe bir defa yangın geçişrmiş olup zamanın Padişahı Abdülaziz tarafından onartılmıştır.Benim çocuklugumda, Yuşa Hz. askeri alan içerisinde oldugundan,Tepeye çıkmadan şimdiki (üç yol ) agzında kulübede tüfekli bahriye askeri nöbet tutardı.Kimlikler alınır,eldeki eşyalar usülen arandıktan sonra,keçi yolu tabir edilen patikadan tırmanarak tepeye çıkılırdı.
Şimdi sizlere gercekten yaşanmış ve bu şahsın kedisinin hayatta oldugu, benimde yakınım oldugunu söyleyerek söze başlıyayaım.Tarihten (30 yıl) kadar önce, Yuşa hz. Çümle giriş kapısı önünde derme çatma ahşap baraka dükkanlarda ziyaretcilere öteberi satılmaktaydı.Yine bir gün (13-14) yaşındaki bu kardeşimize babası (hırsızlık) oluyor, bak koca adam oldun artık bu gece sen nöbetçi kalacaksın diyerek bu genci yalnız başına bırakmış gitmiş.Gecenin ilerliyen saatlerinde bu genc adam "MUM" ışıgında korkarak beklemeye başlamış.Tahmini "003" sularında,Yuşa Hz.Cümle giriş kapısında "Beyaz gelinlik içerisinde yüzü duvaklı" bir karartının durdugunu fark ediyor.Çok korktugundan babasının Sigarasından bir adet yakıyor ve kendisini toparladıktan sonra o istkamete dogru korkarak yürüyor.Yaklaştıkça beyaz karaltı netleşmeye ve bunun bir duvaklı gelin oldugunu anlıyor.Korkudan seslenerek "sen kimsin ne arıyorsun burada?" diyerek seslenmiş,gelin "hiççç" diyerek cevap vermiş.Genc bu soğukta burada üşürsün gel kulübeye gidelim demiş,gelin hiç bir şey söylemeden birlikte kulübeye gelmişler.Genc "karnın aç mı?" diye sormuş o da sadece "hımmm" diyerek çevap vermiş genc cocuk ona tüp üzerinde çay demlemiş peynir zeytin çıkartmış mum ışıgında birlikte kahvaltı yapmışlar.Bu arda hiç bir konuşma geçmemiş.genc cocuk yalnız arasıra gelinin yüzüne bakıyor duvagın arasından yüzünü görüyor, içinden "aman Allahım bu ne güzellik diyerek iç çekiyormuş".gencin adeta dili tutulmuş.Gelin bu ara ayaga kalkarak gitmek istamiş,genc bu saatte nereye gideceksin otur demiş gelin kalkıp kapıya yönelmiş genc de madem gitmek istiyorsun gel seni Caminin (kadınlar Mahfiline) götüreyim orada yatar sabah gidersin demiş. Birlikte kadınlar Mahfiline gitmişler genc,gelini mahfilin içerisine bırakarak kapıyı çekmiş ve barakasına geri dönmüş.Sabaha kadar Yuşa hz. giriş kapsını gözetlemiş.sabah gün aydınlanınca merak edip geline bakmak için kadınlar mahfiline gitmiş, kapıyı açarak içeriye baktıgında hiç kimsenin olmadıgını görmüş.Bütün bu olanlara bir anlam verememiş fakat çok korkmuş.Sabah namazına gelen cami hocasının önüne çıkarak başından geneleri anlatmış.Hoca "Geline el sürdün mü?" demiş yok hocam demiş genc.aferin, ona şayet el sürseydin seni kaybedebilirdik diyerek genci okuyup üflemiş. Korkma! kötü bir şey yok bu olayı unut gitsin demiş.Genc şu anda (44 yaşında) halan anlatırken oylayın etkisi altında kalıyor ve dili tutularak anlatıyor, olanlara bir türlü anlam veremiyor!!!
25 Temmuz 2015 Cumartesi
" BEYKOZ DERİ VE KUNDURA FABRİKASI"
Beykoz'a hayat veren, önem taşıyan damarlardan bir tanesi olan (1812) yılında, (182 dönüm)alana (Tabakane-i amire,teczizat-i Askeriye) olarak kurulmuştur.Son olarak,(Sümerbank deri ve kundura müessesesi) olarak 1999 yılından üretimine son vermiştir. 2005 yılında,"Yıldırm Dış. Tic.Aş)ye 29 milyon 750 bin dolara,Peşin verilmesi halinde %10 indirim şartıyla satılmıştır.Faal oldugu yıllarda,3000' den fazla işciyi bünyesinde barındırmaktaydı.Yani ortalama bir aile 4 kişiden ibaret oldugunu varsayalım,(3000x4=12.000) kişi hayatını idame ettirmekteydi.Beykoz'da diger Cam ve Tekel fabrikalarının kapatılmasıyla,ÜRETEN beykoz yerine, sadece Tüketen beykoz kalmıştır.Çünkü altarnatif istihdam alanları düşünülmemiştir.Satışın üzerinden (10 yıl) geçmesine ragmen atıl vaziyette (Sosyal, Ekonomik,kültürel ) olarak Beykoz'a hiç bir şey vermemiştir.Bizler Beykozlu olarak "YILDIRM AŞ'NİN HAVADA HELİKOPTERİNİ GÖRÜR,SADECE 'SES' KİRLİLİGİNDEN YARARLANIRIZ!!!!
18 Temmuz 2015 Cumartesi
10 Temmuz 2015 Cuma
1 Temmuz 2015 Çarşamba
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)